Zincire vurmak deyimi, genellikle bir kişiyi veya bir şeyi fiziksel, duygusal ya da manevi anlamda baskı altına almak, özgürlüğünü kısıtlamak veya hareketlerini sınırlandırmak anlamına gelir. Bu deyim, fiziksel bir zincirleme durumu kadar, mecazi olarak da kullanılabilir. Özgürlük ve serbestlik gibi temel hakların elinden alınmasını veya kişinin iradesi dışında bir durumla sınırlandırılmasını ifade eder.

Ziyan etmek deyimi, elde bulunan bir şeyi yanlış, gereksiz veya dikkatsizce kullanarak değerini kaybetmesine neden olmak ya da heba etmek anlamına gelir. Bu deyim, hem maddi hem de manevi değerlerin zarar görmesini, kötüye kullanılmasını veya boşa harcanmasını ifade eder.

Zokayı yutmak deyimi, aldatılmak, kandırılmak veya bir tuzağa düşmek anlamına gelir. Bu deyim, genellikle kişinin farkında olmadan bir başkası tarafından ustaca planlanmış bir oyuna ya da hileye düşmesi durumunu ifade eder. Kişi, durumun farkına vardığında genellikle iş işten geçmiş olur ve tuzağa düştüğünü anlar. Deyim, hem maddi hem de manevi anlamda yanıltılmayı anlatabilir.

Zora gelememek deyimi, bir kişinin zor, sıkıntılı ya da güç durumlar karşısında dayanıklılık gösterememesi, sabırsızlık ya da tahammülsüzlük göstermesi anlamına gelir. Bu ifade, bir kişinin zorluklarla mücadele etmekten kaçınması, baskı altında çabuk pes etmesi veya dirençsiz bir tutum sergilemesi durumlarını anlatır.

Zurnanın zırt dediği yer” deyimi, bir olayın ya da durumun en kritik, en belirleyici anını ifade etmek için kullanılır. Bu deyim, bir sürecin doruk noktasına, patlama anına ya da en önemli, belirleyici aşamaya gelindiğini anlatır. Aynı zamanda, olayların ya da durumların kontrolden çıkmaya başladığı ya da beklenmedik bir şekilde değiştiği anı mecaz anlamda tanımlar.

“Zürefanın düşkünü, beyaz giyer kış günü” deyimi, toplumda eski zarafeti, itibarı veya saygınlığı kalmamış kişilerin, dikkat çekmek ya da eski statülerini hatırlatmak için uygun olmayan, abartılı veya gösterişli davranışlarda bulunmalarını eleştiren bir ifadedir. Bu deyim, geçmişte zarif, kibar ve saygın kabul edilen bir kişinin, düşkün duruma düştükten sonra yaptığı uygunsuz veya abartılı hareketleri hiciv yoluyla anlatır.

“Fink atmak” deyimi, bir kişinin dinlenmek, rahatlamak veya hiç bir şey yapmadan zaman geçirmek amacıyla tembellik etmesi, gereksiz yere vakit harcaması anlamında kullanılır. Bir kişi “fink atmak” dediğinde, aslında hiçbir sorumluluk üstlenmeden, çalışmadan ya da üretken olmadan zaman geçiriyordur. Bu deyim, genellikle olumsuz bir anlam taşır ve tembellik veya iş yapmama haliyle ilişkilendirilir.

“Göz gezdirmek” deyimi, bir şeyin üzerinden hızlıca ve dikkatlice bakmak, incelemek anlamına gelir. Ancak bu inceleme, genellikle derinlemesine bir analiz veya detaylı bir gözden geçirme değil, daha yüzeysel ve hızlı bir şekilde yapılan bir göz atma şeklinde olur. İnsanlar bu deyimi, genellikle bir metni, bir durumu veya bir nesneyi hızlıca gözden geçirmek için kullanırlar.