Bir gün geçecek zaman,
Rüzgârlar başka yönlerden esecek belki.
Yüzümdeki çizgiler derinleşecek,
Saçlarım beyaza çalacak yavaş yavaş…
Ama ne olursa olsun,
Seni hep seveceğim.

Bir gün geçecek zaman,
Rüzgârlar başka yönlerden esecek belki.
Yüzümdeki çizgiler derinleşecek,
Saçlarım beyaza çalacak yavaş yavaş…
Ama ne olursa olsun,
Seni hep seveceğim.
Artık sen yoksun…
Ve bunu söylemek,
Bir uçurumdan aşağı sessizce düşmek gibi.
Çığlık atamadan,
Tutunamadan,
Sadece düşmek…
Ve her saniye biraz daha eksilmek.
Bir zamanlar kalbimde sessizlik vardı,
Ne gelen olurdu, ne giden.
Rüzgâr bile çekinirdi esmekten,
Ta ki sen çıkana karşıma,
Bir gönül hırsızı gibi,
Ansızın girene dek gönül sınırlarıma.
Gün ağırırken içimde bir sancı,
Kalbimle konuşur her hatıra parçası.
Ne varsa yaşanmış, ne varsa eksik,
Hepsi bir serzeniş gibi,
Dilime dolanır gecenin en ıssız saatinde.
Kendimden çok seni sevdim,
Bir hayatı, bir ömrü seninle yaşamak istedim.
Her anımda sen, her düşüncemde sen,
Ve ben, seni en derin haliyle kalbimde taşıdım.
Sen gittin, canım gitti,
Bir rüzgar gibi savurdu seni,
Gözlerimdeki tüm umutlar,
Bir anda silindi, kayboldu, geriye hiçbir şey kalmadı.
Seni bana sor, sana olan sevgimi,
Beni anlatırken, sözlerim yetmez ki.
Gözlerimdeki sevda, kalbimdeki yangın,
Bunu en iyi sen bilirsin, sana olan aşkımı.
Kahpesin sen, bir zamanlar canımdın,
Bir bakışınla ruhumu aldın, sonra yıktın.
Hani derdin ya, “Sonsuza kadar birlikteyiz,”
O sözlerin yalanmış, kalbimi çaldın, sonra terk ettin.