“Araba Sevdası”, Tanzimat dönemi Türk edebiyatının önemli yazarlarından Recaizade Mahmut Ekrem‘in 1889 yılında yayımlanan bir romanıdır. Bu eser, Türk edebiyatında realist akımın izlerini taşıyan ve toplumsal eleştiriler içeren bir yapıttır.
Okumaya devam et
“Benim Adım Kırmızı” (1998), Orhan Pamuk’un yazdığı ve Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan bir romandır. Kitap, Osmanlı İmparatorluğu’nda 16. yüzyılda geçmektedir ve klasik minyatür sanatını konu alır. Romanın temelinde, bir cinayet ve bunun etrafında gelişen olaylar yer alır. Anlatıcılar arasında farklı karakterler bulunur ve her bir anlatıcı, romanın genel akışını farklı bir perspektiften sunar.
Okumaya devam et
Bir zamanlar, küçük bir köyde, rüzgarın neşeli bir şekilde estiği bir yaz günü, adını Elif koyan bir kız çocuğu yaşardı. Elif, köyün en sevilen çocuklarından biriydi çünkü her zaman güler yüzlü ve pozitifti. Ancak, en büyük tutkusu uçurtmalardı. Onları izlemeyi, yapmayı ve uçurmaktan büyük keyif alırdı. Annesi ona her yaz yeni bir uçurtma yapardı, ama Elif her defasında eski uçurtmalarını da severek kullanırdı.
Okumaya devam et
“Siyah gül, gizem ve tutkunun birleşimidir. Bazen en karanlık duyguların içinde bile, bir güzellik doğar.”
Okumaya devam et
“Orkide, zarafetin ve güzelliğin en nadide temsilcisidir. Tıpkı bir orkide gibi, her zaman özgün ve özel ol.”
Okumaya devam et
“Eline sağlık, senin ellerinden çıkan her şey bana mutluluk veriyor. Her bir detayda sevdanın izini hissediyorum.”
Okumaya devam et
“Kaktüs, zorluklara rağmen hayatta kalmanın simgesidir. Dikenleriyle savunsa da, içindeki güzellikleri korur.”
Okumaya devam et
“Güller, güzellikleriyle büyüler; fakat unutma, her güzel şeyin ardında bir diken de vardır.”
Okumaya devam et