Güvercin ile Karınca Masalı

Bir zamanlar, yemyeşil bir ormanın derinliklerinde, her türlü kuşun ve hayvanın huzur içinde yaşadığı bir dünya vardı. Ormanın her köşesinde türlü türlü bitkiler, ağaçlar ve çiçekler büyürken, oranın en sadık misafirlerinden biri de Beyaz Güvercin idi. Beyaz Güvercin, kanatlarını genişçe açarak gökyüzünde süzüldüğünde, güneşin ışıkları ona adeta altın bir parlaklık verir, ormanın diğer hayvanları da ona hayranlıkla bakardı. Güvercin, neşesiyle tanınan, sevimli bir kuştu.

Ama ormanda Güvercin’in hiç beklemediği bir arkadaşlık başlamıştı. O ormanın zemininde, toprağın derinliklerinde yaşayan, küçük ama çok çalışkan bir Karınca vardı. Karınca’nın adı Kara Karınca idi. Kara Karınca, küçük olmasına rağmen her zaman çok çalışır, yemyeşil çimenler arasında her yere taşıdığı yiyeceklerle kışa hazırlık yapardı. En sevdiği şey, her zaman çalışarak ormanda karınca yuvasını büyütmekti.

Bir sabah, Güvercin ormanın yüksek dallarında gezinirken, rüzgarın etkisiyle yere bir şeyler düşmeye başladı. Bir kaç dal, birkaç yaprak ve sonra bir şey daha… Biraz daha dikkatli bakınca, yere düşen şeyin bir buğday tanesi olduğunu fark etti. Güvercin, buğdayı hemen alıp, yuvasına götürmeyi düşündü ama birden, bir ses duydu:

“Hey, o benim!” dedi bir ses, ve ormanın altındaki çimenlerden, Kara Karınca hızla çıktı.

Güvercin, şaşkın bir şekilde Kara Karınca’yı gördü. “Buğday tanesini mi arıyordun?” diye sordu.

“Evet! Bunu kış için topluyordum. O buğday tanesini bulmak çok zordu, ama şimdi sen onu alıyorsun!” dedi Kara Karınca, endişeyle. “Benim için bu çok önemli. Kış geldiğinde bu yiyecekler bana hayat verecek.”

Güvercin, başını eğdi ve biraz utanarak, “Özür dilerim, Karınca. Ben sadece düşen şeyi gördüm ve alıp yuvasıma götürmeyi düşündüm. Ama şimdi, ne kadar değerli olduğunu anlıyorum.”

Kara Karınca, gözleri parlayarak, “Bu buğday tanesi benim için çok kıymetli, çünkü biz karıncalar kışın yiyeceklerimizi yazın toplarız. Ama, senin gibi bir güvercin o kadar büyük ve zarif ki, onu alıp uçarken ne kadar neşeli olduğunu görmek çok güzel.”

Güvercin, Karınca’nın sözlerinden etkilendi. Hemen kararını verdi. “Bunu senin için bırakıyorum. Kışa hazırlığın için, buğday senin olmalı.” dedi.

Kara Karınca, şaşkınlıkla güvercine bakarak, “Gerçekten mi?” dedi. “Bunu almak bana çok yardımcı olacak. Ama sen, kış geldiğinde yiyecek bulabilecek misin?” diye sordu.

Güvercin, hafifçe gülümsedi. “Endişelenme, Karınca. Ben gökyüzünde uçarım, ormanda meyveler ve tohumlar bulurum. Ama bu senin için önemli.”

Kara Karınca, minnettarlıkla buğdayı aldı ve yuvasına doğru yöneldi. Güvercin, Karınca’nın ardından bakarken, bir şey fark etti. Karınca ne kadar da çalışkan, sabırlı ve düzenliydi. Onun gibi olabilmek için daha çok şey öğrenebilirdi.

Günler geçtikçe, meyve ağaçları meyve verirken, Güvercin ormanda uçarken Kara Karınca’yı her gün çalışırken gördü. Her seferinde, küçük Karınca yerden buğday, meyve ve yaprakları taşır, yuvasına götürürdü. Güvercin, Kara Karınca’nın yaptığı bu sıkı çalışmaları hep hayranlıkla izlerdi. Bir gün, ona gidip şöyle dedi:

“Senin sabrına ve çalışkanlığına hayran kaldım, Kara Karınca. Ben de bir şeyler öğrenmek istiyorum. Ne yapmalıyım?”

Kara Karınca, başını sallayarak, “Sadece sabırla çalışmalısın, Güvercin. Hedeflerine ulaşmak için acele etmemelisin. Her şeyin bir zamanı vardır.”

Güvercin, biraz düşündü ve kararını verdi: “Ben de senin gibi her gün sabırla çalışmaya başlayacağım. Ama bunu yaparken de senin gibi bir yardımsever olacağım.”

Ve böylece, o günden sonra Güvercin, sadece gökyüzünde uçup süzülmekle kalmayıp, ormanın zeminine inmeye ve küçük işlerde Kara Karınca’ya yardım etmeye başladı. İkisi birlikte ormanda pek çok iş yaptılar, birlikte çalıştılar. Güvercin, Kara Karınca’dan sabrı ve azmi öğrenirken, Kara Karınca da Güvercin’in yükseklerden dünyayı görme ve her şeyin güzelliklerini keşfetme yeteneğinden keyif aldı.

Bir kış günü geldiğinde, kar örtüsünü her şeyin üstüne yayarken, Güvercin’in yuvasında da bir sürü meyve ve tohum vardı. Kara Karınca, o kadar çok yiyecek topladığı için hiç bir şey eksik olmamıştı.

O günden sonra, ormanda herkes Güvercin ile Kara Karınca’nın dostluğundan ve birbirlerine gösterdikleri yardımlardan bahsederdi. Güvercin, ne kadar yüksek uçarsa uçu, artık her zaman yeryüzündeki dostları için çalışmaya, yardım etmeye hazırdı.

Son.

Please follow and like us:

One thought on “Güvercin ile Karınca Masalı

  1. Çok güzel okurken keyif aldım. Daha önce hiçbir yerde okumadığım, özgün bir masal olmuş. Site yöneticisine teşekkürler. Daha güzellerini bekliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top